Bakanlık ve parti içinde önemli görevlerde bulunan Hüseyin Çelik, Davutoğlu ile arasında geçen diyalogu anlattı.
Vatan yazarı Murat Çelik, AK Parti'de görevi Beşir Atalay'a bırakan Hüseyin Çelik'e sona eren göreviyle ilgili sorular yöneltti.
Çelik sorulara bakın ne cevaplar verdi;
“Gülen Cemaatine; Sayın Erdoğan, Sayın Gül ne kadar yakın olduysa, ben de o kadar yakın oldum. Güzel işler yaptıkları sürece hamilik yaptık. Paralel yapı boyutu ise ayrı. Benim özel bir mensubiyetim, özel bir yakınlığım yok, olmadı da.”
İktidar partisinin genel başkan yardımcılığı ve parti sözcülüğü görevinden alınan Hüseyin Çelik’e ait cümleler bunlar.
MKYK öncesi ikili görüşme
Hüseyin Çelik, Ankara siyasetinin en tecrübeli isimlerinden. Dile hakimiyeti, kelimelerle oynama becerisi malum...
3’ü Adalet ve Kalkınma Partisi’nde olmak üzere 4 dönemdir Parlamento’da. Uzun politik kariyerini hep önemli koltuklarda, göz önünde, ön planda geçirdi.
Önceki gün ise partisinin sözcü genel başkan yardımcılığı görevinden ayrıldı. Daha doğrusu yeni Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından görevlerinden alındı.
- Çelik’i aradım ve olan bitenin ayrıntılarını sordum. O da detaylı şekilde anlattı:
Dün (önceki gün) MKYK öncesi Sayın Başbakan aradı, davet etti, baş başa görüştük. Bana, “Hüseyin bey, bir görev değişikliği planladık, Beşir Hoca’yı sizin yerinize düşünüyoruz” dedi.
- Siz ne yanıt verdiniz?
Ben de, genel başkan değişikliğinin beraberinde MYK’da da bir değişiklik getirmesinin doğal olduğunu, bunu günler öncesinden medyaya söylediğimi hatırlattım. “Benim bir küskünlüğüm, gücenmem olmaz, son derece rahat olun” dedim.
- Bir gerekçe bildirdi mi size Başbakan?
Hayır. Sadece görev değişikliği yapacağını söyledi. Ki bu zaten kendisinin takdirindedir. Bana da, “Yanımda, yakınımda, aktif bir danışman olmanızı istiyorum” dedi. Bunun üzerine ben de, “Danışmanlık sıfatı, görevden aldıklarınız için bir teselli, bir gönül alma yöntemiyse benim buna ihtiyacım yok” dedim. Partime katkı vermek için herhangi bir sıfata ihtiyaç duymayacağımı söyledim.
- Kabul etmediniz yani, öyle mi?
Ben böyle deyince, Sayın Başbakan, “Danışmanlık teklifimi eğer böyle değerlendirirseniz buna üzülürüm. Ben sizin tecrübenizden ve entelektüel birikiminizi önemsiyorum ve bunlardan faydalanmak istiyorum” dedi. Önümüzdeki günlerde bir araya gelip kapsamlı bir ufuk turu yapmamızı istedi. Ben de kendisinin gösterdiği bu nezaketin samimi olduğunu gördüm ve kabul ettim. Tayyip Bey buradayken, Binali Bey’e tahsis edilen bir yer vardı, oraya çıkacağım. Hatta arkadaşlara takılıyorum şimdi. “6’ıncı kattan 8’inci kata terfi ettim” diye...
Gerekçe Gül’e yakınlık mı?
- Kulislerde görevden alınmanıza gerekçe olarak konuşulan, yazılan birçok iddia var. Hangisi ya da hangileri gerçeği yansıtıyor bunların?
Bakın, kimisi diyor ki, “Efendim Abdullah Gül’e yakın. Yok yolcu etti de o yüzden alındı falan...” Bakın, yüreği büyük olan insanlar, o yüreğe birden çok sevgi sığdırabilirler. Benim Abdullah Bey’i sevmem için Tayyip Bey’den nefret etmem ya da Tayyip Bey’i sevmem için Abdullah Bey’den vaz geçmem gerekmiyor. İkisine de ağabey olarak baktım ben hep. Siz beni yıllardır tanırsınız. Ben sözünü sakınan bir insan değilim. Bildiğim doğruları, inandıklarımı, nezaket ve saygı üslubu içinde söylerim kardeşim ben. Bedeli öyle olur, böyle olur, bununla ilgilenmem.