M.Salih Geçken’in hazırlayıp sunduğu ‘Farklı Açıdan’ programına konuk olan Van YYÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr Suvat Parin, Van’da yaşayanların Koronavirüs algısını değerlendirdi.
Sanal ortamda yapılan ankete 3000 kişinin katıldığını belirten Parin, bazı anket formlarının eksik bırakılmasından ötürü şu an değerlendirebilecekleri verinin 2.178 olduğunu söyledi. Parin bu çalışmayla Van'da yaş’yanların Koronavirüs Salgınından etkilenme nedenelerini ve biçimlerini, gösterilen tepki biçimlerini, Koronavirüs salgınını dini açıdan nasıl değerlendirdiklerini verilerle ölçerek kaynak oluşturmak istediklerini söyledi.
Soruları yanıtlayan Parin:
RİSKLİ SÜREÇLERDE YOĞUN KALABALIK KENTLİ DAVRANIŞI DEĞİL
Şehir Hayatında belli bir ritmi olan insanların gündelik hayatını sürdürmek zorunda olduğu ya da alışılagelen bir ritim yaşarlar. Siz o ritmi belli bir süre zorunlu olarak askıya aldığınızda insanlar bunu birikmiş bir hak olarak boşluk açıldığında gidermeye çalışır. Şu an yoğun eleştirilerin nedeni olan kentteki bu yoğunluk şehir hayatının ritmini yakalaması olarak değerlendirsek de, salgın hastalığın yoğun olduğu bir süreçte bu yoğunluğun bir kentli davranış olmadığı kanaatini taşıyorum. Bir tarafta şehir hayatının ritmine uydurmak ya da özlediğiniz alışkanlıkları yapmak kabul edilebilir bir şey ama anormal bir süreç devam ederken iki Van’ın, Van Şehir Merkezine akışı kentli davranışı olarak değerlendirilemez.
TOPLUMLARIN KENDİLERİNE AİT SAĞLIK ALGILARI VE DEĞERLENDİRMELERİ VAR
Toplumların kendine has hastalık ve sağlık algısı vardır. Biraz daha kentli biraz daha eğitim düzeyi yüksek olan için hasta olmak, bedeninde bir anormallik hissettiğindedir. Geleneksel ya da görece sosyo-kültürel/ekonomik ve eğitim seviyesi düşük olan toplumlarda ise kişi yorgan döşek yattığında hastadır. Bizim gibi şehirlerde yaşayanların büyük bir kısmı salgının ehemmiyetini ve önemini tam kavramadığını, virüsün kendi dünyasında oluşturabileceklerini tam olarak somutlaştıramadığını düşünüyorum. Virüs bana bulaşmaz, bana bir şey yapmaz gibi tepkilerle yaklaşıyor.
Ayrıca, ekonomisi güçlü toplumlarda salgın sağlık üzerinden tartışılırken, ekonomisi daha zayıf toplumlarda salgın ekonomi üzerinden tartışılıyor. Toplumların bakış açıları ve değerlendirmelerindeki farklılardır.
Siz ya da yakınlarından birinin iş kaybı oldu mu?’ sorumuza % 45 iş kaybı oldu cevabını veriyor. ‘Bu süreç devam ederse sizde geçim sıkıntısı geçim kaygısı oluşturur mu?’ %51’i geçim sıkıntılarının artacağını ifade ediyor. Şu anki düşüncenin kendilerinin psikolojilerini etkilediğini söyleyenlerde var. ‘Gelir düzeyinizde bir düşüklük oldu mu?’ sorusunu cevaplayanların % 54’u gelir düşüklüğünü olduğunu söylüyor.
Bu şehirde yaşayan her iki kişiden biri ekonomik açıdan bir kayıp yaşadığını, gelirinin daraldığını, sıkıntısının artacağını söylüyor. Dolayısıyla şehrin bütün aktörlerinin, üniversitenin, ticaret odasının, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının, buna yönelmesi gerekiyor. Bu rakamlar, kentte yaşayanların ekonomik kaygılarının, sağlık meselesi kadar önemli bir mesele olduğu gösteriyor. Yapılan tüm yardımlara rağmen, yardımların sürekli olmayacağı ve gelecekte ne olacağı kaygısı yaşanıyor. Maalesef, kriz dönemlerinde yapılan yardımlar kişilerin ekonomik kaygılarını engellemiyor.
TÜRKİYE SALGINLA MÜCADELEDE AVRUPA’DAN DAHA BAŞARILI
Van’daki çok sert muhalefete rağmen katılımcıların %70’i Türkiye’nin koronavirüsle mücadelede Avrupa’dan daha başarılı olduğunu ifade ediyor. Medyadaki somut verilere ulaşımın kolaylığı ve günlük haber paylaşımlarının bunda etkili olduğunu düşünüyorum.
SİYASAL DÜNÜCENİZDE DEĞİŞME OLDU MU?
Siyasi Düşüncenizde bir değişiklik oldu mu?’ sorumuza çok az bir kesi % 10’luk küçük bir değişim oldu denmesine rağmen, şehir merkezinde bu değişimin olmadığını görüyoruz.
Hizmet aldığım ilçe belediyelerine güvenim arttı diyenlerin % 30 iken, Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerine güvenim arttı diyenler % 29.4 olarak gözüküyor.
BİLBOARDLARDA Kİ KÜRTÇE VE YEREL AĞIZ MESAJLARINA BAKIŞ?
Bu süreçte bilboarrdlarda yayınlanan Kürtçe ve Van Şivesine verilen cevaplarda, Kürtçe Mesajı beğendim diyenler % 64.4 iken, Van Ağzı Türkçe mesajları beğendim diyenlerin oranı % 65.2 olarak gözüküyor.
KORONAVİRÜS İLAHİ BİR CEZA MIDIR?
Koronavirüsü ilahi bir ceza olarak değerlendirenler % 51olarak görülüyor. Koronavirüsle dini inancımda artış oldu diyenlerin %38 iken, ölüm korkum arttı diyenlerin oranı %32, Cemaatle kılınan namazlar r ve Cuma namazlarının kısıtlanmasının doğru bulanların oranı % 89.7 dir. Bu anketimizde verilen cevapların en yükseğidir. Ekonomik ve dini konularda yüzdelerin bu kadar yüksek çıkacağını beklemiyordum.
UZAKTAN EĞİTİM DİPDE
Ankete katılanlar dijital dünyanın sorununa hakim olmasına rağmen, dijital eğitimin çok iyi gitmediğine yönelik yaklaşımları var. Katılımcılara göre uzaktan eğitim meselesi ciddi bir sorun olarak değerlendiriliyor. Uzaktan eğitim noktasında dip seviyelerdeyiz.
KADINLARIN YÜKÜ ARTTI
Kadınların yükünün arttığını ilişkin rakamlar %70 civarında olduğu görülüyor. Aile içi gerilimlerin artığını görüyoruz. Aynı mekânda uzun süre kalış rahatsızlıkların nedeni olmuş, Kadınlar, eşim işe gitsin, çocuklar okula gitsin, diyor. Ayrıca Anneler öğretmen, öğretmenler veli olmuşlar. Buda annelerin yükünü biraz daha artırıyor.
MASKE’YE ULAŞAMADIM.
Katılımcıların % 70’i maskeye ulaşamadıklarını söylerken, sokağa çıkma yasağından önceki gece ki yığılmanın doğru bulmayan % 70 bir kitle var. Bu çıkışı anormal bir davranış olarak değerlendiriyorlar.
KENTİN EKONOMİK GELECEĞİ SAĞLIKTAN AŞAĞI DEĞİL
Kentin ekonomik aktörleri olan kurumlar, riskli dönemler için planlamalar yapmaları zorunlukları olduğu gibi, Riskli zamanlarda konuyu dışardan gözlemleyen değil, sürecin içinde olmaları gerekiyor. Günlük ve aylık hasar tespitinin yapmaları gerekiyor. Konuyu raporlandırmaları gerekiyor. Yerel ekonomik daralmanın orta ve uzun vadeli suretçe daha fazla konuşulacağını, sağlık sorunundan daha etkili olacağının düşünüyorum. Yerel ekonomi üzerinden etkili olan tüm aktörlerin bir araya gelerek, çözüm bulmaları gerekiyor. Ekonomi ve eğitimi meselesi iki önemli tartışma alanı olarak önümüzde duruyor. Seçilmişler dâhil geniş bir platform oluşturularak ekonomi ve eğitim masaya yatırılmalıdır
VAN SAĞLIK ÜSSÜ OLABİLİR
Krizler aynı zamanda fırsatları da yaratıyor. İran ve Irak’taki öğrencilerimiz sağlık sorunları yaşadıkların da ilk gelmek istediği yer olarak Van’ı görüyorlar. Bunu değerlendirip Van’ı sağlık üssü yapabiliriz. İran ve Irak Van için iyi Pazar olur.
KENTTE ORTAK AKIL VE ÇABA YOK DİYEBİLİRİM
Akademik camia olarak sorunların tespitini ve kaynağını tespit etmek ve politikaya oluşturmaya dönük veri sağlamaya yükümlüyüz. Kentin bu anlamda maalesef ortak bir aklı ve çabaları ve politikaya dönüştürecek güçlü bir çabanın çok güçlü olmadığını söyleyebilirim. Rektör Hoca bu çalışmayla yakından ilgileniyor. Bu çalışmanın sonuçların bizden talep eden STK’lar var.
Kriz dönemlerinde insanların memnun etmek çok zordur. Koronayla mücadele anlamında Türkiye’nin birçok ülkeden daha başarılı olduğu gerçeği ortadayken, karşı çıkışlarda olacaktır. Bunlar birbirini bütünleyen şeylerdir.
TARIM VE HAYVANCILIĞA YÖNELİM ŞART
Şu an Van’daki nüfusun % 80’nin istihdam edildiği sektör Tarım ve hayvancılık olarak gözüküyor. Van, ev sahipliği yaptığı Urartular ve bütün uygarlıklarda tarım ve hayvancılıkta belirleyici bir sektördür. Son dönemlere geldiğimizde, TÜİK verilerine baktığımızda küçükbaş hayvancılıkta Türkiye’nin en iyisiyiz. Ama bu hayvanların yünlerini maalesef değerlendiremiyoruz. VAN ET atıl halde, otlu peynir markalaşmadan duruyor. Şehrin tüm enerjisini tarım ve hayvancılığı yönlendirilmelidir. Bu sıkıntılı günlerin Van için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum.