Ak Parti Van Milletvekili adayı gazeteci yazar Vahdettin İnce , Türklerle Kürtlerin birlikteliklerinin bereketli olduğunu, Türklerle Kürtlerin el ele olduğu dönemlerde daha güçlü olduğunu, Kürtlerle Türklerin el ele tutuştuğu dönemde bölgenin kaderinin değiştiğini söyledi.
Tutku Radyo’da M. Salih Geçken ’in konuğu olan Vahdettin İnce: ‘ Bölgenin tarihine, kültürüne, sorunlarına, hâkim olduğunu bu sorunların çözümüne katkı sunacağına inandığı için siyasete girdiğini söyledi.
ARAPÇA, KÜRTÇE, FARSÇA YÜZLERCE KİTAP TERCÜME ETTİM Yaklaşık 100 tane kitap tercüme ettim. Bunların arasında 20 ciltlik kitaplar olduğu gibi 7-8 ciltlik kitaplarda vardı. Arapçadan, Farsçadan Türkçeye ve Kürtçeye kitaplar çevirdim. ‘ Kürt İnsan’ diye bir kitap yazdım. Kürtlerin aşiretlerini, toplumlarını, geleneksel yapılarını, lehçelerini, tarihlerini içeren kitabı sade ve edebi bir dille yazdım. Tüm bu teorik bilgilerin günün birinde köklerine dönmesi gerekirdi. Siyasette bunu gerçekleştirebileceğime inandığım için siyaseti tercih ettim.
KENTE FAYDAM OLACAĞINA İNANDIĞIM İÇİN ADAY OLDUM Memleketinin dışında bulunupta boş durmayan bir aday için dezavantajlı bir durum yoktur. Van ve Erciş’ten uzakta okurken ve yaşarken Van’ı ve Erciş’i içimde yaşadım. Van’ın sorunlarını, Erciş’in sorunlarını bilirim. Van’ın ve Erciş’in derdini bilirim. Aslında ben bölgenin coğrafyasını biliyorum. Bölgenin tarihini biliyorum. Arapçasını, Farsçasını, Türkçesini, Kürtçesini biliyorum. Bu birikimin özellikle Kürt sorunundaki birikimin iktidar partisiyle bölgeye kazanç getireceğine inandığım için adaylık tercihinde bulundum.
BÖLGENİN KADERİNİ VAN’DAN BAŞLAYARAK DEĞİŞEBİLİRİZ Van, Kürtlerin deyimi ile ‘Kilida deri Romi’ye’ Van’ın kilidini açan Roma’nın kilidini açar demektir. Van kültürel, tarihsel ve ekonomik olarak bir kavşak noktasıdır. Kafkasların, İran’ın, Irak Kürdistan’ının ve Türkiye’nin buluştuğu bir noktadır. Van’da yaşayan aşiretlerin binlerce yıllık kökleri var. Van’ın tarihte bıraktığı izler var. Şu an yaşadığımız gereksiz çatışmalı süreci aşabilirsek, sonlandırabilirsek ‘Roma’nın Kilit Kapısını’ açmış olacağız. Tarihsel kardeşliğimizi yeniden kurarak hakimiyetimizi kurabiliriz.
KÜRT SORUNU BENİM YAŞADIĞIM SORUNDUR Acısı, baskısı, asimilasyonu, sürgünü, katliamı yani kardeşliği etkileyen acıları yaşayan ve acıları hisseden bir aileden gelmekteyim. İfade ettiklerimizin bir kısmını bizzat yaşarken, bir kısmını büyüklerimizden duyduk. Bu mesele üzerinde yoğunlaşmak sakıncalı olmadığı gibi her vicdan sahibi ve iman sahibi Kürdün bu meseleyle ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kürt olmasaydım bile meseleyle ilgilenirmiydim diye düşündündüğümde ‘Evet İlgilenmeliydim’ diye söyleniyorum. Burada mağduriyet , mazlumiyet var. Bu sorunu savunduğunu iddia edenlerde, karşıt fikirde olanlarlarda maalesef bu sorunu doğru zemine oturtamıyorlar. Kürt sorununu olduğunu ve konuda siyaset ürettiklerini söyleyenlerle Eski Türkiye’de bu sorunu kabul etmeyenler arasında kalan halkımız uzun süre sıkıntı yaşadı. Geçmişte yaşananları unutmak mümtün değil. Kürtler o zaman aşağılandılar. Horlandılar. Ötekileştirildiler. Asimile edildiler. Yeni Türkiye'de bunların çok büyük kısmı aşıldı.
HATALI YÖNTEMLER KÜRT SORUNUNA SORUN OLUR Eski Türkiye'de uygulana yöntemlerle Kürt sorunu çözülmediği gibi aksine büyüyerek geldi. Ak Parti bu sorunun çözümü için risk aldı. Bu sorun eski yöntemlerle çözülmeyeceği gibi sorunu kangrenleştirir. Bu sorun İmanı ve vicdanı bir yaklaşımla çözülebilir. İdeolojik araçsallıkla bu sorunun çözülme ihtimali yoktur. Her hatalı adım yeni sorunları karşınıza çıkarır. Tam barış gelecek derken halk çok ayrı bir şiddet sarmalıyla karşı karşıya geldi. Yeni çatışmaların nedeni ideolojik yaklaşımdır. ideolojik yaklaşım Kürt sorununu araç haline getirdi.
AK PARTİ KÜRT SORUNUN KISKAÇTAN KURTARIYOR Ak Parti ideolojinin aracı haline gelen Kürt sorununu bu kıskaçtan kurtarıyor. Türkiye'de ki aydınlara entelektüellerine ilim ehline kanaat önderlerine bu sorunun nasıl çözüleceği yönünde düşüncelerini alarak buradan siyasal bir çözüm üretmeye çalışıyor. Kürt sorunu ideolojinin aracı haline geldiği zaman artık kendisi amaç olmaktan çıkıp araç haline geliyor. Kürt sorunu araç haline gelince de çözümü mümkün olmaz. Kürt meselesini çözmeyi amaç edinenlerin dışında kilerin asıl amacı bu meselenin çözülmemesidir. Bu insanlar bu mesele üzere kurdukları iktidarları devam ettirebilmeleri için bu sorunun çözülmemesi onlar için gereklidir.
KÜRTLERİN TARİHİNİ İLK MÜSTEŞRİKLER YAZDI Yeni Türkiye’de Kürt tarihi açısından önemli olan eserler çevrildi. Mesela Mehmet Emin Zeki Begin Kürtler ve Kürdistan Tarihi çevirdiğim kitaplardan biridir. Kürdolojinin temeli atanlar batılı müsteşriklerdir. MinorskY, Nicitin en ünlüleridir. Bu insanlar ne kadar alan araştırması yapsa da ne kadar içerden bakarsa baksın bu bakış dışardan bir bakıştır. İlk defa içerden bir bakışla Mehmet Emin Zeki Beg ‘Kürtler ve Kürdistan Tarihi’ eseriyle içerden bir bakışla Kürtlerin geçmişine vakıf olduk. Biz Kürtler ilk defa Süleymaniyeli bir Kürt olan Mehmet Emin Zeki Beg’in kitabıyla Kürt tarihine adım attık. Henüz basılmamış Muhammed Hüseyin Merduqinin ‘Tarihi Kürdi Kürdistan’ı’ adlı eserini Farsçadan çevirdim. Orada da çok ilginç ayrıntılar var.
TÜRKİYE’DE İKİ MAZLUM MİLLET VARDIR Bu ülkenin iki mazlum millet vardır. Bunlardan biri Kürt’tür. Diğeri Türk’tür. Rejim Türklerin üzerinden de silindir gibi geçti. Özal’ın taşlarını oynattığı, Sayın Erdoğan’ın temelden söküp attığı eski rejim Kürtlere yaptığı zulüm kadar Türklere de zulmetmiştir. Devlet her zamanki devlet olmadığı gibi hükümette her zamanki hükümette değildir. Eskiden köylere bir asker girdiğinde neler yaşandığını biliyoruz. Şu asker güven kaynağı olmuş. Kürt Türk daim kardeşliğinin değer bulacağına inandığım için Ak Partiden adayım. Kürtlerin ve Türklerin ayrımı iki milletinden felaketi olur.