Gevaş Belediye Başkanı Sinan Hakan ‘İngilizler Kürt Aşiretlerinin borçlarını ödedi,İkinci isyan bölgeden başlayacak’ iddiasının aşiretler üzerinden bilinçli bir şekilde Kürtlere yapılan bir hakaret olduğunu söyledi
Tutku Radyo’da M. Salih Geçken ’in hazırlayıp sunduğu ‘Farklı Açıdan’ programına konuk olan Hakan, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı (Öcalan'ı sorgulayan emekli albay) Atilla Uğur'un 'İngilizlerin Kürt Aşiretlerinin borçlarını ödedi, ikinci başkaldırı bölgeden başlayacak iddiasının, çok alçakça bir iddia olduğunu, aşiretler üzerinden Kürtlere saldırı olduğunu söyledi.
İNGİLİZ-KÜRT İHANETİ İDDİASINI YABANCI DEĞİLİZ
Bu iddialara çokta yabancı olmadıklarını belirten Hakan: ‘ Osmanlı kurumlarına karşı olumlu yaklaşımlarıyla bilinen Kürtler, Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında da kurucu üyeler arasındadır. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından önce Amasya, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde belirtildiğinin aksi bir tavır içine girilerek tek tipçiliğin dayatıldığına şahit oluyoruz. Kendisini Kemalist olarak nitelendiren yapı Kürtlük ve Türklük gibi farklı unsurlardan oluşan millet yapısını bir tarafa bırakarak tek tipçiliği tercih ederek toplumu Türklük üzerinden dizayn etmeye çalıştı. Tek tipçilikle oluşturulmaya çalışılan algıdan ötürü diğer milletler ötekilendi. Onlara iftira atıldı. O zamandan itibaren Kürtlerin dönem dönem bu haksız nitelendirmelerle iftiraya uğradılar. Son yapılan açıklamada ayni zihniyetin bir iddiası olduğunu düşünüyorum.
KÜRTLER BU ÜLKENİN ASLI KURUCULARIDIR
İngilizlerin Kürt Aşiretlerini borçlarını ödediği ve ikinci kalkışmanın bu bölgelerden yapılacağı iddiası küçük görme ve yok saymanını bir tezahürüdür. Tıpkı Şeyh Sait isyanında ve ondan sonraki isyanlarda olduğu gibi sistem dışına atma çabası ve bu çabaların bilinçaltına kazıma çabasıdır. Kürtlere yapılmış bir hakarettir. Bu açıklama Kürtleri şüpheli duruma düşürmektir, öteki olduğunu söylemektir. Kürtler bu ülkenin kurucu unsurudur. Haliyle bu ülke hem Kürtlerin hem de Türklerindir. Kimse bunun dışında bir algı oluşturmaya çalışmasın. Bu hile tutmaz.
15 TEMMUZ DİRENİŞİ MİSAKİ MİLLİ RUHUDUR
15 Temmuzla birlikte yeniden millet olma olgusunu yeniden yaşadık. 15 Temmuz bize millet olmanın etnik aidiyetten çok üstün olduğunu göstermiştir. Bütün kargaşa ortamına rağmen batıda olduğu gibi doğuda yaşayan vatandaşlarda aynı tepkiyle sokağa çıkması millet olmanın gücünün ispatıdır. 1920 yılının Misakı Millînin ruhudur budur. 15 Temmuzdaki bu birliktelik kimilerini rahatsız etmiş olabilir.
Ankara’da bir araya gelen aşiret mensubu kişiler Kürt Aşiretlerini savunmak için bir araya gelmedi. Aşiretler üzerinden Kürtlere yapılan haksızlığı dile getirmek için bir araya geldiler. Ankara’da yapılan açıklama bir manifesto niteliğindeydi.
BİRİNCİ MECLİSİN ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPILMASI ÖNEMLİYDİ
Ankara’da birinci meclisin önünde okunan bildiri metninin ilk meclisin önünde yapılması çok önemliydi. 1920 de kurulan ilk mecliste her renkten vekiller vardı. İlk meclisteki vekillerin torunları olarak Kürtçe ve Türkçe metinle sivil bir sesin ortaya çıkmasıyla Kürtlerde rahatladı diye düşünüyorum. Bu metnin çok önemli bir metin olduğunu düşünüyorum. Yazılacak kitaplarda da yer alacaktır diye düşünüyorum.
LOZAN’IN EN ÇOK KAYBEDENİ KÜRTLERDİR
Reisi Cumhurumuzun Lozan Tartışmalarını gündeme taşımasını çok önemli buluyorum. Bakın Lozan’ın en çok kaybedeni Kürtlerdir. Son yüzyıllık acıların okumak, öğrenmek gerekir. En fazla konuşması gereken Kürtlerken en az konuşanın Kürtler olduğunu düşünüyorum. Sorunlarımızı konuşarak çözebiliriz.
TÜRKİYE İLK KEZ BAĞIMSIZ OLMA YOLUNA GİRİYOR
Son süreçte yaşananlar, Ortadoğu denkleminde verilen mücadelelerden çıkan sonuçlardan biride Lozan’da kaybettirilen, eli ayağı bağlanan Türkiye’nin yeniden bağımsızlık yolunda önemli adımları olduğunu düşünüyorum. 15 Temmuz Direnişi ilk meclis iradesinin ortaya çıkışıdır. Sayın Reisi Cumhur bu millet birlikteliğimizde çok önemli katkıları oldu.
AŞİRETLER KÜLTÜREL BİR YAPI OLARAK DEVAM EDECEKTİR
Daha önceki gibi bir aşiret büyüğünün yönlendirmesiyle aşiret mensuplarının tamamı bir siyasal harekete yönelmeyecektir. Aşiretlerin bazı konularda ortak hareket etme kabiliyetini tam olarak koruyamasa da kültürel yapı olarak yaşamaya devam edecektir. ‘ dedi.