TUTKU MEDYA   Eğitimci Yazar Lokman Tekin, öğrenci psikolojisinin, sağlığının, huzurunun, mutluluğunun onun başarısı için bir araç olarak kullanılmaması gerektiğini; çocuğun başarısının onun mutluluğu, sağlığı ve huzuru için araç olarak kullanılması gerektiğini söyledi.

 

Tutku Radyo’da Salih Geçken’in hazırlayıp sunduğu ‘Farklı Açıdan’ programına konuk olan Eğitimci Yazar Lokman Tekin öğrencinin mutluluğunun, sağlığının ve psikolojisinin daha önemli olduğunu söyledi.  Tekin: “Gözlerinde ışıltı ve mutluluk olmayan bir öğrenci dünya birincisi olsa dahi bunun bir işe yaramayacağını biliyoruz.  Maalesef birçok öğrenci ders çalışırken sağlığından oluyor. Bütün dersleri pekiyi olmayan ama karnesini velisiyle paylaştığı zaman gözlerinde ışıltı ve mutluluğu da aktaran öğrencinin daha iyi durumda olduğunu düşünüyorum.

 

EKONOMİK ANLAMDA BÜTÜN FIRSATLARI SUNDUĞUMUZ ÖĞRENCİLERİMİZİN PSİKOLOJİSİNİ ANLAMKTA CİMRİ DAVRANIYOR GİBİYİZ?

Bir öğrencinin karnesi ya da girdiği sınavda aldığı sonuç ne olursa olsun, çocuklarımız kadar önemli değildir. Bazen velilerle görüştüğümüzde öğrencilerinin odalarının ayrı olduğu, isteklerinin karşılandığını, bilgisayarlarının olduğunu, tabletlerinin, cep telefonlarının olduğunu dile getiriyorlar. Daha ne olsun diyen velilerimiz var. Bakın bu sayılanların hiçbir tanesi bizim göstereceğimiz küçücük bir sevginin yerini tutmaz.  Karne ya da sınav sonuçlarını değerlendireceğimiz kriterler bunlar olamaz.

 

YILLARIDIR ÖĞRENCİ VELİ İLİŞKİSİ KONUŞULUR. HALA KARNESİ KÖTÜ ÖĞRENCİYE NASIL DAVRANILMASI GEREKTİĞİNİ KONUŞUYORUZ

Sizin bu sorunuzu iki açıdan cevap vermek istiyorum.  

Birincisi biz rehber öğretmenler, eğitimciler ya bu işi eksik yapıyoruz yada yanlış yapıyoruz. Eğer biz insanımızı yeterince bir kaynak sunamıyorsak, yeterince onları etkilemiyorsak dediklerimizi yapmıyorlarsa bu her şeyden önce biz eğitimcilerin düşünmesi gereken bir eksikliktir.

 

Birde veli ve öğrenci açısından bakabiliriz. Bakın yeryüzünün hiçbir velisi bizim velimiz gibi ‘Sen yeter ki oku ben üstümdeki ceketimi satarım’ demez. Bu bizim için çok büyük bir erdemdir. Bizim için büyük bir artıdır. Öte taraftan yeryüzünün hiçbir öğrencisi de bizim öğrencimiz gibi ailesinin emeklerine karşılık onları memnun etmek için uğraşan bir öğrenci yoktur.

 

Bakın burada karşılıklı iyi niyet var. Velide, öğrencide eğitimcilerde özelde rehber öğretmenlerde bir şeyler için çabalıyor. Uygulamada biçiminde eksikliklerin olduğunu düşünüyorum. Yıllardır söylüyor olsak da yanlış bakış açısının olduğunu düşünüyorum. Veliler öğrencilerinin en iyisini yapmasını istiyor. Bunun yolu öğrencisini eleştirmek, ona baskı kurmaktan geçmiyor. Sorumluluklarının hatırlatılması ve gönül ilişkilerini geliştirilmesi, eksikliklerin doğru bir şekilde giderilmesiyle başarıya daha rahat ulaşılacaktır.

 

Öğrencilerimizi çok iyi tanımalıyız. Neyi kaldırabilir? Neyi kaldıramaz? Öğrencinin şu anki eğitim ve başarı düzeyi nedir? Öğrencilerimizi kesinlikle başkalarıyla kıyaslamamız gerekiyor. Kardeşleriyle bile kıyaslamak doğru değildir. Çünkü bunlar sonuç vermiyor.

 

Eğitim bir süreçtir. Bu sürecin düzenli ve disiplinli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Zamanında düzenli çalışmayan bir öğrencinin başarısız olma ihtimali yüksektir.

 

Eğitim bir insanın içindeki potansiyelin yavaş yavaş ortaya çıkmasıdır. Kişinin içindeki bu potansiyeli ortaya çıkarmak zorundayız.

 

Her çocuk eline karneye aldığı an anne ve basanını nasıl tepki vereceğini düşünür. Onun için her şeyin hesabını yapar çocuk. Bakın sıcağı sıcağına siz çocuğu kötülemeye ve iyilemeye başladığı an çocuk kaybeder. Bakın sonuç ne olursa olsun bir kere bir süreç yaşandığı için çocuk tebrik edilmelidir. Eksiklikler geniş zamanda ele alınarak irdelenmelidir. Beklentiler aktarılırken çocuk aynı zamanda yüreklendirilmelidir. Bu daha fazla fayda getirir. Çocuğun sağlığını, mutluluğunu ve psikolojisini bozmadan tedbirler geliştirmeliyiz.

 

Veli öğrenciye verdiği sözü kesinlikle yerine getirmelidir. Veli yapamayacağı sözü vermemelidir. Buna dikkat etmek gerekir. Örneğin bir baba eğer başarılı olursa bilgisayar alırım sözünü yerine getirmelidir. Ama bilgisayarı alırken çocuğun bilgisayara gömülüp derslerden uzaklaşmasına engel olmalıdır.

 

Hayat çok hızlı gelişiyor. Onu yakalayabilmek için çok hızlı gelişiyor. Bizim zamanımızda böyleydi demek bir işe yaramadığı gibi doğru bir yöntemde değildir. Jenerasyon dayatıyor. Babalarımızda belki bize ben sana bunları yaptım ama kimse bana bunu yapmadı demiştir. Kişiler kendi koşullarına göre değerlendirme yapmalıdır. Daha işe yarayacak, sevgi darağacını harekete geçirecek şeyler vaad edilerek ihtiyaçlar giderilmelidir. Bizim zamanımızda böyleydi demek ne doğrudur nede işe yarıyor. “ dedi. 

Benzer Haberler

---