Yüksekovalıların Van’a göç etmesiyle birlikte kiraların arttığıyla ilgili yapılan açıklamalarla oluşan algının Van’da yaşayan 1 milyon insana yapılmış bir haksızlık olduğunu belirten Genç Der Başkanı Fırat Toprak, olumsuz lokal olayları örneklemenin ve kötü örnekler üzerinden toplumun tamamını zan altında bırakmanın doğru olmadığını belirtti.
Tutku Radyo’da M.Salih Geçken’in sunduğu ‘Farklı Açıdan’ programına konuk olan Toprak ‘ Yüksekova’dan Van’a göçen kişilerle ilgili bir kaç lokal olumsuz örneklerin olduğunu ama bunun yanında takdire şayan organize faaliyetlerinde olduğunu belirtti.
Soruları yanıtlayan Toprak;
Sahada alan çalışması yapmadığımız için elimizde istatiki bir veri yoktur. Ama arkadaşlarımız her zaman sahada olduğu için Van’ın kılcal damarlarında yaşananlardan haberdar oluyoruz. Sahada yaşanmışlıklarla duyduklarımız üzere yorumlar ve değerlendirmeler yapacağız. İslam’daki hakkın hahitliği yönünde hareket etmek ve yorum yapmak zorundayız. Durduğumuz yere göre bakış açışı oluşturmak ve yorum yapmak doğru değildir. Kim olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı olmak zorundayız.
Yaşlaşık altı ay önce yeniden başlayan çatışmalı süreç artık şehir merkezlerinde yaşanıyor. Çatışmaların şehir merkezlerine taşınması halkın yaşam alanlarındaki güvenlik zaafiyetini beraberinde getiriyor. Cizre, Sur ve diğer bölgelerde yaşanan olumsuzlukların halkın endişesini artırdığını biliyoruz. Yüksekova’da da bir müdahale olacak söylemi iç göçe neden oldu. Van’a doğru yoğun bir göç var. Şu an yaşanan bu sosyolojik trajediyi sadece kiralar üzerinden değerlendirmek çokta doğru olmamakla birlikte, daha spesifik ve çıkarcı grupların olma ihtimalini göz ardı edemeyiz. Lokal örneklerin olduğunu kabul etsek bile bütün Van için Vanlılar için böyle bir genelleme yapmak haksız ve asla kabul edilemez. Toplumsal genellemeye neden olan algının oluşumuna neden olan açıklamaların kınanması gerekir. ‘İnsanımızla ilgili bu kadar mı?’ dedirtecek genellemeye itiraz etmek gerekir. Müslüman halkımızın bu kadar fırsatçı ve art niyetli gösterilmesini doğru bulmuyorum.
Mahalle aralarında yaşanan kardeşlik örneklerini ortaya çıkardığımızda bu fırsatçıların yekününden daha fazla olduğuna şahit oluruz. Güzel örnekler paylaşılarak, aktarılarak halkımız doğrulara yönlendirilebilir. Medyanın algı inşa sürecindeki olumsuz imtihanı bu olsa gerek.
Van’da yaşanan depremden sonra halkımıza uzatılan eller Ensar Muhacir pratiğiyle gerçekleşmiştir. O dönemde İslami STK’ların neler yaptıklarını biliyoruz. Halkımızın neler yaptığını biliyoruz. Bu acıyı yaşayan halkın bu gün nankörlükle suçlanacak bir algıyla karşı karşıya bırakacak tavır samimi değildir. Bakın deprem döneminde yağmalanan araçlar olduğu, yardım olarak gönderilen battaniye içinde unutulan altınların geri iadesi de oldu. O altınların geri iadesi gündeme taşınması gerekirken maalesef yağmalanan kamyonlar daha fazla gündem oldu. Van’da şu an kira artışı iddiasını da böyle görmek gerekir. Bizimde içinde bulunduğumuz İslami STK’ların şu an çok yoğun çalışmaları var. Farklı yapılarında, halkımızında ferdi katkıları vardır. Halkımızın yaptığı fedakarlıkları gündeme taşımak yerine birkaç olumsuzluğu gündeme taşıyarak bütün Vanlıları zan altında bırakmak doğru olmadığı gibi etikte değildir.
Toplumsal sorunların yaşandığı dönemlerde ideolojik ön kabulleri ve ön retleri bir tarafa bırakarak olayın insanı yönüne yoğunlaşmalıyız. Valilik, Belediyeler ve STK’ların oluşturacağı üçlü sacayağıyla toplumsal sorunlar minimize edilebilir.’ dedi.